L'invitation au voyage [Turkish translation]
L'invitation au voyage [Turkish translation]
Kardeşim, yavrum,
Sana benzeyen bir yer
Düşünüyorum;
Gidip orda beraber
Yaşamanın, sevmenin,
Sevmenin ve ölmenin
O yerde bir gün,
Saadetini düşün.
Karışık göklerinin
Islak güneşlerinde,
O hain gözlerinin,
Bol yaşları içinde
Daima parıltılı
Gözlerinin esrarlı
Cazibesi var.
Orda ne varsa süs, sükun ve şehvet,
İntizam ve güzellikten ibaret.
Üstünde güya
Senelerin cilası
Parlayan eşya
Süslerdi odamızı;
Bu bulunmaz çiçekler,
Kokularını amber
Kokularına
Mezcederdi boyuna!
Orda tavanlar zengin,
Ve derindir aynalar;
Her köşede sevdiğin
O şark ihtişamı var.
Her şey kendi dilince
Ses verir bize;
Ve kalbini gizlice
Gösterir bize.
Orda ne varsa süs, sükun ve şehvet,
İntizam ve güzellikten ibaret.
Bir baksaydın bu
Kanallarda ne kadar
Serseri ruhlu,
Uyuyan gemiler var;
Hem gidermek içindir
İnan ki en küçük bir
Arzunu, onlar
Uzaktan geliyorlar.
O akşamlarda gurup,
Tarlalar ve kanallar
Ve bütün şehri yakut
Ve altınlara boğar.
Orda kainat hulya
İle sarhoştur,
Sıcak, sıcak bir ziya
İçinde uyur.
Orda ne varsa süs, sükun ve şehvet,
İntizam ve güzellikten ibaret.
- Artist:Charles Baudelaire
- Album:Les fleurs du mal (1861 - 2ème édition) - 053 - Spleen et idéal - LIII