No City [Turkish translation]
No City [Turkish translation]
[Sample]
Bir çivi kaybolduğu için bir nal kayboldu
Bir nal kaybolduğu için bir at kayboldu
Bir at kaybolduğu için bir atlı kayboldu
Bir atlı kaybolduğu için bir savaş kaybedildi
Bir savaş kaybedildiği için bir krallık yok oldu
Ve tüm bunlar bir nal çivisi yüzünden oldu
Küreğin önünde bi çukur var
Çukur duruyor kas gücünün önünde
Altı milyar goril için açılıyor mezarlar
Her katır sırtlar yükünü para kazanmak için, sırtlayabiliyorken
Düello kılıçları başlattı zalim maskaralıklar ve körükledi yangını
Çok azı bilgilendirebilir bu konuda insanları
Atla yemeği* ve pitbullların üzerinden
kümesi kaçıran* bi herif gibi yere in tekrar
Yapın hamlenizi, bu pürüzlü kusurlar çığının altında oturup bekleyen o "şefkatli" nanopolislere karşı
Ve ben "Şiddete Son" kafasındaydım, Pontius Pilatus* kafasından çok
Polisler ve haydutlar, çirkin sirenler eşliğinde ediyor isyanını
Ahmağım ama fark ettim ki, "herkes eşit, fakat kimse durmaz bunun üstünde"
Bunu dostlarıma söylesem de pek faydası olmadı
Anneler yetiştirdi bebeklerini, 80'lerin kilise kafasıyla
Pazar sabahları, Hades'in kapılarını sağlamlaştırıyor sadece
Ve sorguladığım için hapsoldum cehenneme
Örtünmüş bi herif* yanlışlarımı dinlediğinde, diz çökecek değilim
Eğer biri cezalandırılacaksa, yaptığı şey sebepleriyle düşünülmeli
Asla vücut delinmemeli* ve altlarından halı çekilmemeli*
İki ters düşen ana gemi* çareyi silahlı personelde bulmamalı
Çünkü kamunun kardeşliği, dalkavukları almaz işe
Size gelince... Gözlemleyin ve fark edin ki verilenle,
sizden geri alınanlar orantısız. Onlara gösterin günlerini (hadi)
Tüm bu Stoacı nefret parıldıyor acımasız tabanca kılıfından
Küvette rahata kavuşacak her şey, tost makinesi de suya girdiğinde
[Nakarat]
Hiçbir dağ fazla yüksek değil
Hİçbir şehir fazla uzak değil
Bu gece komaya girmek yok
Yarına garantisi yok bu şehrin
Hiçbir ateş yanmaz fazla
Hiçbir şehir yakılmadı yeterince
Anlaşmaya varmak yok!
Savunacak bi şehir yok!
Yanıtladım telefonu yetişkinvari bir tutumla
Tenim değişiyor ağır ağır ve pençeliyorum garip ses tonumu
Güller açsın beklemiyordum ben tamam da,
yine de daha az yıpratıcı bir şeyler umuyordum
Süzülüyorum en iğrenç teşhisin kucağına doğru
İnsanın etini kemiren bu sülükayaklılar, yol gösterici
oldu bi dilencinin ellerine sermaye olan davacı için
Ve rahatsız edici bi şekilde söylediler açgözlülüğün inatçı şarkısını
Tıpkı gizlenen avcılara benzeyen, kan meraklısı etoburlarla beraber - umm, ne?
Şehir gördü yalnızca olumlu olanı ve benimsedi bunu
Bastırılmış günahlar çıktığında açığa, hafifletti bu teşhisi
Örümcek sattı yumurtalarını, alıcı hiç fark etmeksizin
Altı bacak fazlası var artık bunun alıcısının
Son basamağa giden yolda eğer hiç arkadaş edinmezsen,
gizli tokalaşma kulüpleriyle karşılaşacağın yok ki bu zerre sikimde değil
Ama kanser geldi mi bilirsin ki zeytin dalları standardındır artık
Bu yüzden ellerini uzattıklarında o yatlarından ve malikanelerden, indirin silahlarınızı
Krallar astı onları, uçurumda askıda kurumaya bıraktı
Kurtaracak mıyım kendimi yoksa son düşüşüm mü olacak bu?
Eğer yaşarsam, sağ çıkabilecek miyim bu iki uçlu değneğin tam ortasından?
Hoş kasabaları dönüştürüyorlar incecik çizgili pentagramlara
Ya da öldürüyorlar bu şehre makası, ya da orağı
elinde gelenleri. Orduya alıyorlar doğruca, cehennemin ıslığı duyuluyor
Doğuya sürün, orda yok vahşi kabileler
Dünyadaki huzur için minnettarız size cidden! İnsaf biraz be, saklanın!
[Nakarat]
Hiçbir dağ fazla yüksek değil
Hİçbir şehir fazla uzak değil
Bu gece komaya girmek yok
Yarına garantisi yok bu şehrin
Hiçbir ateş yanmaz fazla
Hiçbir şehir yakılmadı yeterince
Anlaşmaya varmak yok!
Savunacak bi şehir yok!
- Artist:Aesop Rock
- Album:None Shall Pass